wrap - sarmak, paket yapmak, sarıp sarmalamak, sarmak, sarıp sarmalamak
They wrapped him in a blanket.
Onu bir battaniyeye sardılar.
He wrapped a towel around his waist.
Beline bir havlu sardı.
She wrapped her arms around my neck.
Kollarını boynuma doladı.
Wrap the bandage around the injured limb.
Bandajı yaralı uzvun etrafına sarın.
Would you like me to wrap the doner?
Döneri sarmamı/dürüm ister misiniz?