private - hususi, özel, kişisel, şahsî
My mother always gets involved in my private life.
Annem her zaman özel hayatıma burnunu sokar.
I have a private teacher.
Özel öğretmenim var.
The number of private colleges has increased.
Özel üniversitelerin sayısı arttı.
Each room has a balcony and a private bathroom.
Her odada balkon ve özel banyo bulunmaktadır.
Don't interfere in private concerns.
Özel işlere karışmayın.
You can't park here - this is private property.
Buraya park edemezsiniz - burası özel mülk.
Can we talk in private?
Özel konuşabilir miyiz?