if clauses type 2 konu anlatımı
Koşul cümleciği simple past ile kurulurken, ana cümle çoğunlukla would ile kurulur. Cümle, yapı olarak geçmiş zaman gibi gözükse de, anlam olarak geniş ya da gelecek zamanı ifade eder. Gerçeğe aykırı, hayalî ve varsayıma dayalı durumları anlatır:
If I had several millions, I would take a long holiday. (Milyonlarım olsa uzun bir tatile çıkarım.)
Yukarıdaki cümle “Milyonlarım olsaydı uzun bir tatile çıkardım.” olarak da çevrilebilir. Ancak cümleden, “Şu anda milyonlarım yok; dolayısıyla uzun bir tatile çıkamıyorum.” anlamı çıkmaktadır. Yani varsayıma dayalı bir cümledir.
If I knew where the thief was, I would tell the police. (Hırsızın nerede olduğunu bilsem polise söylerim.) = ama bilmiyorum.
If the workers worked hard, they would finish it today. (İşçiler çok çalışsalar işi bugün bitirirler.) = ama çalışmıyorlar.
Varsayıma dayalı bu tip if cümleciklerinde, be fiili tekil öznelerle kullanılacaksa, was yerine were tercih edilir:
If air travel were cheaper, trains and buses would become obsolete. (Uçakla yolculuk daha ucuz olsa tren ve otobüsler tarihe karışır.) = ama daha ucuz değil.
If I were rich, I would spend all my money on cars. (Zengin olsam bütün paramı araba- lara harcar(d)ım.) = ama zengin değilim.
Type II’de ana cümledeki diğer kullanımlar
1. Would be + ing:
If you didn’t have an exam tomorrow, you wouldn’t be studying now. (Yarın sınavın olmasa (ama var) şu anda ders çalışmazdın.)
2. Could, would be able to, would have to & might:
If I knew some English, I could help you with your homework. (Biraz İngilizce bilsem (ama bilmiyorum), sana ev ödevinde yardım edebilirdim.)
If tomorrow were a public holiday, I would be able to visit you. (Yarın tatil olsa sana gelebilirdim.)
If I weren’t good at history, I would have to study for the exam tomorrow. (Tarih konusunda iyi olmasam, yarınki sınava çalışmak zorunda kalırdım.)
If you spoke English, you might get the job. (İngilizce konuşsan işe girebilirdin.)
3. Should:
If I knew his address, I should tell you. (Onun adresini bilsem sana söylerim.)
Type II’de if cümleciğindeki diğer kullanımlar
1. Past continuous:
If it were snowing, the children would wear boots. (Kar yağıyor olsa çocuklar bot giyerdi.) = ama kar yağmıyor.
If the cities weren’t dumping their waste into the rivers, the waters wouldn’t be polluted. (Kentler atıklarını nehirlere dökmese sular pislenmezdi.) = ama döküyorlar.
2. Was & were:
If it weren’t rainy now, I would take a walk. (Şu an hava yağmurlu olmasa yürüyüşe çıkardım.)
3. Could & had to:
If I could leave early today, we would go shopping. (Bugün erken çıkabilsem alışverişe giderdik.)
If I had to get up early tomorrow, I would go to bed early. (Yarın erken kalkmak zorunda kalsam erken yatardım.)
4. Should:
If I should see Kate tomorrow, I would give her your regards. (Olur da yarın Kate’i görürsem selamını söylerim.)
5. Was & were to:
If my father was/were to come in now, we would be in real trouble. (Babam şimdi içeri girse başımız fena hâlde derde girer.)