Could konu anlatımı

Could konu anlatımı





Could geçmiş zaman için kullanılmaz. ‘Rica, öneri, izin’ gibi anlamlarda geniş, şimdiki ve gelecek zamanda da kullanılır.

1. Rica, izin:

Could I speak to the manager, please?
Müdürle konuşabilir miyim lütfen?

2. Olasılık:

You could be right, I suppose.
Bence haklı olabilirsin.

The discovery of the drug could be an important step in our fight against cancer.
İlacın bulunması, kanserle mücadelemizde önemli bir adım olabilir.

3. Öneri:

We could go for a drink after work tomorrow, if you like.
İstersen yarın işten sonra iki tek atmaya gidebiliriz.


4. Geçmişte yetenek: Bu kullanım, geçmişte geniş bir zaman diliminde geçerli olan ‘genel yetenekler’ için kullanılır:

My father could speak four languages.
Babam dört dil konuşabiliyordu.

When I was younger, I could stay up all night and not get tired, but I can’t do it now.
Gençken bütün gece uyumaz ve de hiç yorulmazdım, ama artık öyle yapamıyorum.

Ancak geçmişte tek bir durumdan söz edilen olumlu cümlelerde could yerine was/were able to, managed to ya da succeeded in kullanılır. Olumsuz cümlelerde, her iki anlamda da couldn’t kullanılabilir:

The car’s brakes failed and the driver managed to avoid ploughing into a group of children at the bottom of the hill.
Arabanın frenleri patladı ve sürücü, yokuşun aşağısındaki çocukları ezmekten son anda kurtuldu.

I managed to get 20 % off the price.
Fiyatı % 20 indirtebildim/% 20 indirimli alabildim.

Well done, Richard, with a single remark you succeeded in offending just about everybody in the room!
Bravo Richard, tek bir sözle odadaki hemen herkesi gücendirmeyi başardın!

Bu kural, see, hear, taste, feel, smell, understand, remember, guess fiillerinde geçerli değildir. Yani bu fiiller, could ile her iki anlamda da kullanılabilirler:

I could understand everything the boss said.
Patronun dediği her şeyi anlayabildim.

5. Dolaylı anlatımda (reported speech) can yerine:

He says he can drive. = He said he could drive.
Araba kullanabildiğini söylüyor. = Araba kullanabildiğini söyledi.

6. Geçmişte gerçekleşmemiş ya da mümkün olamayan durumları anlatırken could have+past participle kullanılır:

The supermarket was closed yesterday. I couldn’t have bought milk.
Süpermarket dün kapalıydı. Süt alamazdım./Süt almam olanaksızdı.

Patrick was sick all last week. He couldn’t have come to class.
Patrick geçtiğimiz hafta boyunca hastaydı. Derse gelemezdi.


Bu yapı, kişileri bir şey yapmadıkları için eleştirmekte de kullanılır:

You could have helped me__why did you just sit and watch?
Bana yardım edebilirdin__niye sadece oturup seyrettin?

Ayrıca, olmayacağını baştan kabullendiğimiz durumlarda da kullanılır:

I couldn’t have won, so I didn’t go in for the flower-arranging competition.
Kazanamazdım, bu yüzden de çiçek düzenleme yarışmasına katılmadım.