Argue ile ilgili cümleler

Argue ile ilgili cümleler


argue /ˈɑːɡjuː/ argiyu

tartışmak, münakaşa etmek
My parents are always arguing about money.
Ailem her zaman para hakkında tartışıyor/tartışır.

Kids, will you stop arguing with each other?
Çocuklar, birbirinizle tartışmayı bırakır mısınız?

Let's not argue anymore.
Artık tartışmayalım.

I tried to argue my father into buying a new car.
Babamı yeni bir araba alması için ikna etmeye çalıştım.

Some couples argue over minor issues.
Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar.

Some people hate to argue.

Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.

bir fikri tartışmak, nedenler öne sürmek
He argued that cuts in military spending were necessary.
O, askeri harcamalarda kesintilerin gerekli olduğunu savundu.