afford /əˈfɔːd/ afourd - altından kalkabilmek, üstesinden gelebilmek, alabilmek,halledebilmek, yapabilmek, sorunsuzca çözebilmek.
I can't afford a new computer.
Yeni bir bilgisayar alamam.
Can we afford this issue?
Bu sorunun üstesinden gelebilir miyiz?
We can't afford to take that risk.
Bu riski göze alamayız.
The best that I could afford was a first-floor room.
Karşılayabileceğimin en iyisi birinci kattaki bir odaydı.