Dad
|
ded
|
baba
|
Daily
|
deyli
|
günlük,
hergün ya da günde bir kez olan, yapılan
|
Dam
|
dem
|
baraj
|
Damp
|
demp
|
nemli,rutubetli
ve havasız ortam
|
Dance
|
dens
|
dans
|
Danger
|
deyncır
|
tehlike
|
Dangerous
|
deyncrıs
|
tehlikeli
|
Dare
|
deyr
|
cesaretli
olmak,cüret göstermek ,meydanokumak
|
Dark
|
dark
|
karanlık,siyaha
daha yakın, koyu renk
|
Dash
|
deş
|
telaşla ve
hızlıca bir yere gitmek, fırlayıp çıkmak,'-'işareti
|
Pirate
|
payrııt
|
korsan
|
Date
|
deyt
|
ay veya yılın
belli bir günü, tarih,biriyle çıkma
|
Daughter
|
dotır
|
kız çocuk
|
Day
|
dey
|
gün
|
Dead
|
ded
|
ölü, ölmüş,
cansız
|
Deal
|
diıl
|
(iş) anlaşma,
aynı fikirde olma
|
Dear
|
diır
|
sayın,sevgili,
tatlı.pahalı
|
Death
|
deth
|
ölüm,
ebdiyete intikal
|
Deceive
|
dısiiv
|
aldatmak,
düzen kurmak, hile yapmak
|
Decay
|
dikey
|
çürüme,
çökme, çürümek, çökmek
|
Doubt
|
daut
|
şüphe, kuşku
|
Down
|
daun
|
altta,
alta/aşağı doğru
|
Draw
|
drov
|
çizmek
(resim).çekmek (çekmece)
|
Dread
|
dired
|
dehşete
kapılmak, korkmak, ödü kopmak
|
Dreadful
|
dredfl
|
berbat,
korkunç, müthiş
|
Dreadfully
|
dredfıli
|
korkunç
şekilde, çok berbat şekilde
|
Dream
|
driim
|
düş, hayal,
rüya, rüya görmek
|
Dress
|
dres
|
elbise,giyinmek,
giydirmek
|
Drill
|
dril
|
matkap,delmek
|
Drink
|
drink
|
içmek
|
Drive
|
draıv
|
(araba,
otobüs, tren) kullanmak/sürmek
|
Drop
|
drop
|
düşürmek,
düşmek, bırakmak ,damla
|
Drug
|
drag
|
ilaç,
uyuşturucu
|
Drunk
|
drank
|
sarhoş
|
Dry
|
dray
|
kuru,kurak,
susuz,kurutmak
|
Due
|
düu
|
... yüzünden;
den dolayı, nedeniyle/sebebiyle
|
Dull
|
dal
|
sıkıcı,
tekdüze, ruhsuz,donuk, mat, belli belirsiz
|
Dust
|
dast
|
toz
|
Duty
|
düuti
|
iş, görev,
sorunluluk
|
Decent
|
diysınt
|
tatmin edici,
kaliteli
|
December
|
dısembır
|
aralık (ayı)
|
Decide
|
disayd
|
karara
vermek,kararlaştırmak seçim yapmak,hüküm vermek
|
Decision
|
dısijn
|
karar
|
Declare
|
dikleır
|
duyurmak,
beyan etmek
|
Decorate
|
dekıreyt
|
düzenlemek,
süslemek, dekore etmek
|
Deed
|
diid
|
iş, eylem,
fiil,tapu, belge, senet
|
Deep
|
diip
|
derin
|
Deer
|
diır
|
geyik
|
Defeat
|
dıfiit
|
yenmek,
galebe çalmak, galip gelmek,yenilgi, mağlûbiyet.
|
Defence
|
difens
|
savunma,
müdafaa
|
Defend
|
difend
|
savunmak,
müdafaa etmek
|
Definite
|
defınit
|
kesin, sabit,
değişmez,açık seçik, aşikâr, belirgin
|
Degree
|
dıgrii
|
derece,sıcaklığı
gösteren derece,açı gösteren derece
|
Delay
|
dıley
|
ertelemek,geciktirmek
|
Delete
|
dıliyt
|
silmek, yok
etmek
|
Delicate
|
delikıt
|
zarif, ince,
hafif, yumuşak,nazik
|
Delicious
|
dılişıs
|
leziz,
lezzetli, nefis
|
Delight
|
dılayt
|
sevinç, zevk,
haz,neşe, keyif
|
Delightful
|
dılaytful
|
hoş, zevk
veren, sevimli
|
Deliver
|
dılivır
|
teslim etmek,
ulaştırmak,bir vaadi/işlemi yerine getirmek
|
Demand
|
dımend
|
istek, talep,
ihtiyaç
|
Demolish
|
dımoliş
|
yıkmak, yerle
bir etmek
|
Demonstrate
|
demonstreyt
|
göstermek,
kanıtlamak, ortaya koymak
|
Demonstration
|
demonstreyşın
|
gösteri,
nümayiş, gösteri yürüyüşü
|
Dentist
|
dentist
|
dişçi
|
Deny
|
dınay
|
inkar etmek,
yalanlamak
|
Depart
|
dıpart
|
ayrılmak,bir
yerden ayrılmak, kalkmak, hareket etmek
|
Department
|
dıpartmınt
|
bölüm, daire,
departman
|
Depend
|
dıpend
|
birine/birşeye
bağlı olmak, ihtiyacı olmak,belli olmaz
|
Dependant
|
dipendınt
|
bağımlı,
yardıma muhtaç
|
Deposit
|
dıpozıt
|
depozit,kaparo,
peşinat
|
Depress
|
dıpres
|
mutsuz etmek,
canını sıkmak, keyfini/tadını kaçırmak
|
Depth
|
depth
|
derinlik
|
Describe
|
dıskrayb
|
tasvir etmek,
anlatmak, betimlemek, tanımlamak
|
Desert
|
dezırt
|
çöl
|
Deserve
|
dızörv
|
haketmek,
layık olmak
|
Design
|
dızayn
|
tasarım,tasarlamak.
Dizayn
|
Desire
|
dızayr
|
emel, istek,
arzu, dilek
|
Desk
|
desk
|
sıra;masa
|
Despair
|
dıspeyır
|
umutsuzluk,
çaresizlik
|
Despise
|
dispayz
|
Küçümsemek,
aşağılamak, hor görmek
|
Dessert
|
dızört
|
tatlı
(yiyecek)
|
Destroy
|
dıstroy
|
yıkmak, yok
etmek, yerle bir etmek
|
Desolate
|
desılıt
|
ıssız, kuş
uçmaz kervan geçmez, insanı üzen ıssız mekân
|
Destruction
|
dıstrakşın
|
tahrip,
yıkım, yok etme
|
Detail
|
diteyl
|
ayrıntı,
teferruat, detay
|
Determined
|
dıtörmind
|
kararlı,
azimli
|
Develop
|
dıvelop
|
gelişmek,
büyümek
|
Development
|
dıvelopmınt
|
ilerleme,
kalkınma
|
Dedication
|
dedikeyşın
|
adama,
vakfetme
|
Devil
|
devıl
|
şeytan
|
Dial
|
dayıl
|
kadran,gösterge,telefon
etme
|
Diamond
|
daymınd
|
elmas,karo
(kağıt oyunlarında)
|
Diary
|
dayri
|
günlük,
randevu defteri, ajanda
|
Dialects
|
dayelekt
|
lehçe
|
Dictator
|
dıkteytır
|
diktatör
|
Dictionary
|
dikşınri
|
sözlük
|
Die
|
day
|
ölmek
|
Difference
|
difrıns
|
fark, ayrım
|
Different
|
dıfrınt
|
farklı
|
Difficult
|
dıfıkılt
|
zor, güç
|
Dig
|
dig
|
kazmak
|
Dignity
|
dignitiy
|
olgunluk,
vakar, ağırbaşlılık, saygınlık
|
Dinner
|
dinır
|
akşam yemeği
|
Diploma
|
dıploumı
|
diploma
|
Diplomat
|
dıplımat
|
diplomat
|
Direct
|
dırekt
|
dosdoğru,
dümdüz, aktarmasız
|
Direction
|
dırekşn
|
yön,
istikamet, doğrultu
|
Director
|
dırektır
|
direktör
|
Dirt
|
dört
|
kir, pislik,
çamur, toz toprak
|
Dirty
|
dörti
|
kirli, pis
|
Disadvantage
|
disadvantıc
|
dezavantaj,mahsur,
sakınca, dezavantaj
|
Disagree
|
disıgrii
|
uyuşmamak,
anlaşamamak
|
Disagreement
|
dısıgriymınt
|
uyuşmazlık,
anlaşmazlık
|
Disappear
|
disıpiır
|
gözden
kaybolmak
|
Disappoint
|
disıpoint
|
hayal/düş
kırıklığına uğratmak, altüst etmek
|
Disc
|
disk
|
yassı
yuvarlak cisim, disk,plak veya CD
|
Disc-Jockey
|
disk cokey
|
radyo ve
diskoda müzik çalan kimse
|
Discipline
|
disiplin
|
displin,belli
bir çalışma konusu, bilim dalı, spor dalı
|
Disorder
|
disordır
|
kargaşa,
düzensizlik, rahatsızlık
veya zihinsel problem
|
Discover
|
diskavır
|
keşfetmek,
bulmak, ortaya çıkarmak
|
Discuss
|
dıskas
|
tartışmak,
görüşmek
|
Disease
|
diziiz
|
hastalık,
rahatsızlık
|
Disaster
|
dizastı
|
felaket, âfet
|
Dislike
|
dislayk
|
nefret etmek,
sevmemek, hoşlanmamak
|
Dish
|
diş
|
tabak, sahan
|
Dismiss
|
dismis
|
kovmak, yol
vermek, salı vermek
|
Dismiss
|
dismis
|
ilgilenmemek,
ele almamak
|
Disobey
|
disıbey
|
itaat etmemek
|
Display
|
displey
|
sergi,
vitrin, sergileme, teşhir
|
Dispose
|
dispouz
|
atıp
kurtulmak; elden çıkarmak; ...den/dan kurtulmak
|
Dispute
|
dıspüut
|
uyuşmazlık,
anlaşmazlık, çatışma
|
Distance
|
distıns
|
uzaklık,mesafe
|
Distant
|
distınt
|
uzak,
mesafeli
|
Distinct
|
distinkt
|
farklı, ayrı,
apayrı
|
Distinguish
|
distinguwiş
|
ayırt etme (
bir özelliğinden dolayı )
|
Distribute
|
distribüut
|
dağıtmak,
taksim etmek, paylaştırmak
|
District
|
distrikt
|
mıntıka,
bölge, mahalle, yöre, ilçe, semt
|
Disturb
|
distörb
|
rahatsız
etmek, huzurunu bozmak
|
Divide
|
divayd
|
bölmek,
ayırmak
|
Division
|
divijn
|
bölüm, kısım,
parça,paylaştırma, pay etme
|
Dizzy
|
dizi
|
baş
dönmesi,başı dönen
|
Do
|
du
|
yapmak,geniş
zaman yardımcı fiili
|
Dock
|
dok
|
rıhtım, dok
|
Doctor
|
daktır
|
doktor,hekim
|
Document
|
dokümınt
|
evrak, belge,
doküman, vesika
|
Dog
|
dog
|
köpek
|
Doll
|
dol
|
oyuncak bebek
|
Domestic
|
dımestik
|
evcil, eve
ait, içsel
|
Donkey
|
donki
|
eşek
|
Door
|
door
|
kapı
|
Dormitory
|
dormetoriy
|
yatakhane,öğrenci
yurdu
|
Double
|
dabl
|
çift, iki
kat,iki misli, çift olan,iki kişilik
|