With ile ilgili cümleler
With kelimesinin ilk akla gelen anlamı elbette ile dir. Ancak with, birçok farklı biçimde ve anlamda da kullanılır:
√ İnsanların duygularını anlattığı birçok ifadede kullanılır:
My father was trembling with rage.
Babam öfkeden titriyordu.
Annie was jumping up and down with excitement.
Annie, heyecandan zıplayıp duruyordu.
When I found her, she was blue with cold.
Onu bulduğumda soğuktan morarmıştı.
√ With, insanların duygularını anlatan bazı sıfatlarla kullanılır:
I’m cross with you.
Sana küstüm.
furious with
-e kızgın
upset with
-e sinirli, keyfi kaçmış
angry with
-e kızgın
pleased with
-den memnun
√ Fight, struggle, quarrel, argue, play ve benzer anlamı olan kelimelerle “–e karşı” anlamında kullanılır:
Don’t fight with him; he’s bigger than you are.
Onunla dövüşme; senden daha iri.
Will you play chess with me?
Benimle satranç oynar mısın?
I had an argument with my boss.
Patronumla tartıştım.
√ With, “-si olan” anlamında çok sık kullanılır:
There are so many people around with no homes.
Evi olmayan çok insan var.
They’ve bought a house with a big garden.
Büyük bahçesi olan bir ev aldılar.
Ancak “gözlüklü, kırmızı elbiseli” gibi giysi vs söz konusu olduğunda with yerine in kullanılır:
Who’s the man in the funny hat?
Komik şapkalı adam kim?
Could you go and give this paper to the woman in glasses?
Bu kâğıdı gidip gözlüklü kadına verebilir misin?
A girl with red hair
Kızıl saçlı kız
A jacket with a hood
Kapşonlu mont
A man with a suitcase
Bavullu adam
Ayrıca, “… sesle” anlamında da with değil in kullanılır:
Why are you talking in such a loud voice?
Niye böyle yüksek sesle konuşuyorsun?
√ Taşıt araçlarıyla “ile” derken with değil, by kullanılır:
They went to London by train.
Londra’ya trenle gittiler.
√ “Yanında” anlamında da kullanılır. Bu anlamda Türkçe düşünüp near kullanılmamalıdır:
He takes his umbrella with him all the time.
Her zaman şemsiyesini yanına alır.
I have a client with me right now.
Şu anda yanımda bir müvekkil var.