Rather ile ilgili cümleler
√ Rather’ın bir anlamı “idare eder” demektir ve bu kullanım Amerikan İngilizcesinde yoktur:
The film was rather good.
Film iyiceydi./Film fena değildi.
√ Rather’ın en çok bilinen anlamı ise “oldukça”dır:
How was the film? ~ Rather good__I was surprised.
Film nasıldı? ~ Oldukça iyiydi__şaşırdım.
She sings rather well__people often think she’s a professional.
Oldukça iyi şarkı söyler__insanlar, çoğu kez onun profesyonel olduğunu sanır.
It’s rather warm in here. Let’s open a window.
Burası oldukça sıcak. Pencere açalım.
√ Rather, genellikle a/an ve the kelimelerinden önce gelir ancak sıfat varsa a/ankelimelerinden sonra da gelebilir:
He’s rather a fool.
Oldukça aptal biri.
Jane’s had rather a good idea.
Jane’in oldukça iyi bir fikri vardı. (ya da Jane’s had a rather good idea.)
√ Rather, sıfat olmaksızın çoğul bir isimle normal olarak kullanılmaz:
Örneğin, They’re rather fools denmez.
√ Rather than ifadesi paralel yapılarla kullanılır. Yani, iki sıfat, iki zarf, iki isim, iki mastar ya da iki –ing yapısıyla kullanılır:
I’d call her hair chestnut rather than brown.
Onun saçına kahverengi demektense kestane derim.
I’d prefer to go in August rather than in July.
Temmuzda gitmektense ağustosta gitmeyi tercih ederim.
We ought to invest in machinery rather than buildings.
İnşaat yerine makineye yatırım yapmamız lazım.
I prefer starting early rather than leaving things to the last minute.
İşleri son ana bırakmaktansa erken başlamayı tercih ederim.
Ana cümlede to-mastar yapısı varsa rather than’den sonra genellikle to’suz mastar ya da –ing gelir:
I decided to write rather than phone/phoning.
Telefon etmek yerine yazmaya karar verdim.
Rather than use/using the last of my cash, I decided to write a cheque.
Son paramı kullanmak yerine çek yazmaya karar verdim.
√ Would rather, “tercih etmek” anlamında olup kendisinden sonra fiilin yalın hâli gelir:
Would you rather stay here or go home?
Burada kalmayı mı tercih edersin yoksa eve gitmeyi mi?
How about a drink? ~ I’d rather have something to eat.
Bir içkiye ne dersin? ~ Bir şeyler yemeği tercih ederim.
Bu yapının olumsuz hali would rather not’dır:
I’d rather not go out tonight.
Bu gece dışarı çıkmayı tercih etmiyorum. (I wouldn’t rather … denmez)
√ Would rather yapısında geçmiş zaman kullanılır ama cümlenin anlamı geniş ya da şimdiki zamandır:
I’d rather you went home now.
Şimdi eve gitmeni tercih ederim.
My wife would rather we didn’t see each other any more.
Eşim, birbirimizi artık görmememizi tercih ediyor.
Shall I open a window? ~ I’d rather you didn’t.
Pencere açayım mı? ~ Açmamanı tercih ederim./Açmasan daha iyi.
Bu yapı ile geçmişi konuşacaksak past perfect tense kullanılır:
I’d rather you hadn’t done that.
Öyle yapmamış olmanı tercih ederim.
Bununla birlikte bu tip fikirler çoğunlukla I wish yapısı ile anlatılır:
I wish you hadn’t done that.
Keşke öyle yapmasaydın.
√ Or rather ifadesi ise “daha doğrusu” anlamında kullanılır:
He’s a psychologist__or rather, a psychoanalyst.
O bir psikolog__daha doğrusu psikanalist.