A: My father used to smoke.
( Babam sigara içerdi. )
B: He got very ill.
( Çok kötü hasta oldu. )
A: The doctor told him that he had to quit smoking.
( Doktor ona sigarayı bırakması gerektiğini söyledi. )
B: My father tried for a long time to quit.
( Babam uzun bir sure bırakmayı denedi. )
A: It was very difficult for him.
( Onun için çok zordu. )
B: Smoking is an addiction.
( Sigara içmek bağımlılıktır. )
A: After many months, my father finally gave up smoking, but he still craved a cigarette once in a while.
( Birkaç aydan sonra, babam sonunda içmeyi bıraktı; fakat hala arada bir sigara için can atıyor. )
B: He says that quitting smoking is the hardest thing that he has ever done.
( İçmeyi bırakmak hayatında yaptığı en zor şey olduğunu söylüyor. )
A: When my father did smoke, he smoked everywhere.
( Babam sigara içtiği zaman , bunu her yerde yapardı. )
B: He smoked in restaurants, stores and many public buildings.
( Restorantlarda, dükkanlarda ve çoğu kamuya ait binalarda içerdi. )
A: Now, you are not allowed to smoke in a lot of public places.
( Şu anda kamuya açık çoğu yerde buna izin verilmiyor. )
B: When my father smoked, the rules were not so strict.
( Babam içtiği zaman, kurallar çok katı değildi. )
A: People could smoke just about anywhere.
( İnsanlar her yerde içebiliyorlardı. )
B: It really wasn't fair to the people who didn't smoke.
( Sigara içmeyen insanlar için bu gerçekten adil değildi. )
A: Their clothes always smelled like smoke, and they breathed in second-hand smoke.
( Giysileri her zaman sigara kokuyor ve başkalarının içtiği sigara dumanını soluyorlar. )