when (-dığı zaman, iken, -dığında)
When I was in America, I visited NY city.
(Ben Amerikadayken NY şehrini ziyaret ettim)
whenever (her –dığı zaman)
I’ll visit you whenever I have time.
(Vaktim olduğu her zaman seni ziyaret ederim)
where (-dığı yer)
You should see where the war happened.
(Savaşın olduğu yeri görmelisin)
whereas (-mesine karşın, buna karşın)
The man laughed, whereas his wife cried.
(Adam güldü oysa karısı ağladı)
wherever (her –dığı yerde)
Remember me wherever you go.
(Gittiğin her yerde / nereye gidersen git beni hatırla)
while (1. –ken 2. -mesine karşın, buna karşın)
While I was sleeping, the doorbell rang.
(Uyurken, kapı zili çaldı)
While the man likes pop music, his wife likes classical music.
(Adamın pop müzik sevmesine karşın karısı klasik müzik sever)