A: Many people think that young people nowadays don't get enough exercise.
( Bir çok insan, gençlerin bugünlerde yeteri kadar spor yapmadığını düşünür. )
A: But the survey shows that isn't true:
( Ancak araştırma bunun doğru olmadığını gösteriyor: )
A: only 11% say they like playing video games while 28% go for a run or go to the gym at least once a month.
( Yüzde 28'i en az ayda bir kere koşu yapıyor veya spor salonuna gidiyorken, sadece yüzde 11'i, bilgisayar oyunlarından hoşlandığını söylüyor. )
A: It seems that people still like going to the cinema when they want to watch a film.
( İnsanlar film seyretmek istediklerinde hala sinemaya gitmekten hoşlandıkları görünüyor. )
A: 46% say they go to the cinema more than once a month, but only 40% rent a video or DVD.
( Yüzde 46'sı, ayda birden fazla sinemaya gittiklerini, ancak sadece yüzde 40'ı video veya DVD kiraladıklarını söylüyor. )
A: There are two activities which everybody- or nearly everybody says they do.
( Herkesin - veya hemen hemen herkesin yaptıklarını söylediği iki aktivite var. )
A: Everyone who took part in the survey says they read a newspaper or magazine and 93% say they go for a walk- though they don't say if it's a long walk!
( Araştırmada yer alan herkes gazete veya dergi okuduğunu ve yüzde 93'ü - uzun yürüyüş olduğunu söylemeseler de- yürüyüş yaptıklarını söylüyor. )
A: Going to a restaurant was one of the most popular leisure activities, according to the results of the survey.
( Araştırma sonuçlarına göre, lokantaya gitmek en gözde faaliyetlerden biriydi. )
A: 64% of people say they regularly eat out.
( İnsanların yüzde 64'ü düzenli olarak dışarıda yemek yediklerini söylüyor. )
A: It seems that many more people like listening to music than playing it.
( Pek çok insanın çalmaktan ziyade müzik dinlemekten hoşlandıkları ortada. )
A: 71% say they regularly listen to the radio, but only 8% say they can play a musical instrument.
( Yüzde 71'i düzenli olarak radyo dinlediklerini, ancak sadece yüzde 8'i bir müzik aleti çalabildiğini söylüyor. )