( Merhaba, Paula. Dünkü alışveriş gezisi nasıldı? )
B: Great! I went to Perfume Paradise. I got a lovely bottle of Silver Grass for only eleven pounds.
( Çok güzeldi. Paradise Parfüm'e gittim. Sadece on bir pounda Silver Grass'ın çok güzel bir şişesini aldım. )
A: What about Sally?
( Ya Sally? )
B: Oh, you know Sally! She bought three pairs of shoes at The Shoe Warehouse. They had a big sale on. And Martina.
( Sally'yi bilirsin. The Shoe Warehouse mağazasından üç çift ayakkabı satın aldı. Büyük bir indirim vardı. Martina ise... )
A: Let me guess! She went to The Book Worm.
( Bir saniye ben tahmin edeyim. The Book Worm'a gitti, değil mi? )
B: As usual! I think she looked at about fifteen books and in the end she bought three!
( Her zamanki gibi. Sanırım yaklaşık on beş kitabı inceledi ve sonunda üç tanesini satın aldı. )
A: Where did Fred go? To The Coffee Bean?
( Fred nereye gitti? Bean Kafeye mi? )
B: No, he was looking for a birthday present for his sister. He went to Jewel Personality and he bought her a beautiful necklace.
( Hayır, kız kardeşi için bir doğum günü hediyesi bakıyordu. Personality Mücevher'e gitti ve ona güzel bir kolye satın aldı. )
A: Oh? Did Ann go with him?
( Öyle mi? Ann onunla mıydı? )
B: No, she didn't. Designer Fashion had some good bargains. She bought a shirt, a pair of trousers and a jacket.
( Hayır. Designer Fashion mağazasında indirimli ürünler vardı. Bir gömlek, bir pantalon ve bir de ceket satın aldı. )
A: Goodness! Did Bill go to Percy's Department Store? I know he needed a pair of trainers.
( Vay canına! Bill, Percy mağazasına gitti mi? Spor ayakkabısına ihtiyacı vardı. )
B: Yes, he wanted to but Percy's was closed. So he bought them in Sports Heaven instead.
( Evet, istiyordu ama Percy kapalıydı. Bu yüzden Sports Heaven'dan aldı Percy yerine. )
A: I see. Well, what are we..
( Anlıyorum, biz... )